Ses dalgalarının teknoloji ve tıp alanlarında pek çok kullanım alanı mevcuttur. Bunlardan biri olan ultrasonografi (US) bir tıbbi görüntüleme yöntemi olup, insan kulağının işitemeyeceği kadar yüksek frekanslı ses dalgalarını kullanarak vücudun iç kısmında yer alan doku ve organların genel hatlarıyla görülebilmesini sağlar.
Bu uygulama ile insan kulağının algılayabileceğinden çok daha yüksek bir frekansa sahip ses dalgaları vücuda gönderilir. Bu ses dalgalarının organlarda yansıma, emilme ve saçılması sonucu dönen sinyal başlangıçtaki sesten daha zayıftır. Kısa zamanda çok sayıda anatomik görüntü gerçek zamanlı bir formatta elde edilir. İncelenen bölgeye ait bir görüntü çıkartılır.
Ultrasonografide radyasyon olarak tabir edilen X ışınları kullanılmaz, zararsız bir işlemdir. Yan etkisi, ağrı ya da acıya sebep olan bir yöntem değildir. Gebelik takiplerinde, bebek ve çocuklarda ilk tercih edilecek güvenli görüntüleme yöntemidir.
Ultrason aletinin iki ana parçası vardır: Ana ünite (merkezi işleme ünitesi) ve prob. Tetkik esnasında incelenen vücut alanına cilde temas ettirilerek konulan ultrason parçasına ”transducer- prob” denir. Yüksek frekanslı sesler, prob içinde bulunan transdüser (çevirici) aracılığıyla elektrik enerjisine dönüştürülür. Vücuttan gelen ses dalgalarının oluşturduğu enerji de yine aynı şekilde transdüser aracılığıyla elektrik enerjisine çevrilir. Bu değişimler prob içindeki piazoelektrik kristallerde gerçekleşir.
Diğer parçası ise ana ünite-bilgisayarıdır. Cihazdan gönderilen ses dalgaları, hasta vücudundan yansıdıktan sonra gene aynı cihazın bilgisayarı tarafından algılanır. Ve görüntüye çevrilerek TV ekranında görünür hale getirilir.
Probun temas ettirileceği görüntülenmek istenen bölge, ses dalgalarının tam olarak iletilebilmesi açısından özel bir jelle kaplanır. İşlem sırasında elde edilen görüntüler gerçek zamanlı olup radyolog tarafından monitöre yansıtılarak kontrol edilir. Oluşturulan görüntüye ”sonogram” denir. Bu görüntüler printer (fotoğraf baskı aracı) ile anında kaydedilebilir.
Elde edilen görüntülerin niteliği, işlemin yapıldığı bölgeye göre farklılık gösterir.
Hem ultrasonografi işlemi hem de elde edilen verilerin incelenerek raporlanması ultrasonografi ve diğer görüntüleme yöntemlerine ilişkin ileri düzeyde eğitim almış radyoloji uzmanları tarafından yapılır.
Ultrasonografi en çok sıvı içeren organların ve yapıların incelenmesinde yararlıdır. Ultrasonda katı ve hava dolu yapılar (kemik ve akciğer gibi) çok fazla sıvı içermediklerinden iyi görünmezler.
Normal yapılar içindeki bir tümör ya da kist, ses demetlerini farklı yansıttığı için farklı yapıda gözlenir ve tanı konulur. Ultrasonun birçok hastalığın teşhisinde, bazı hastalıkların ise girişimsel yöntemlerle tedavilerinde önemli bir payı mevcuttur.
Ultrason, invaziv olmayan bir görüntüleme yöntemi olduğu için genellikle güvenlidir ve birçok farklı tıbbi alanında kullanılabilir. Ancak, her hastalık veya durum için en uygun görüntüleme tekniği seçilirken doktorunuzun önerilerine başvurmak önemlidir.
Ultrason tetkikinin yapılacağı bölgeye göre hazırlık gerekir. Örneğin Üst batın USG tetkiki için 12 saatlik açlık, pelvik ultrason tetkiki için tetkikten önce 1,5-2,5 litre su içilerek mesaneni n tamamen doldurulmuş olması gerekir.
Birçok kişiye sağlık taramaları için düzenli olarak ultrason Ankara muayenehanemde yapılır. Doktorlar hastalara görüntülenecek bölgenin özelliğine göre ultrason öncesi dikkat edilmesi gerekenler konusunda gerekli bilgiler verir. Böylece tetkikin yapılacağı bölge en net şekilde görüntülenebilir. Örneğin karın ultrasonunda belirli bir süre açlık ve pelvik ultrasonunda idrara sıkışık olunması gerekir.
Hasta görüntüleme sisteminin yapılacağı sedyeye yerleştikten sonra, radyoloji uzmanı tarafından görüntülenecek bölgeye ses dalgalarının iletimine kolaylaştıran ultrason jeli sürülür. Bu jel sayesinde ses ötesi dalgalar vücut ile prob arasında kayba uğramaz, jel bir köprü oluşturur. Su bazlı olması nedeniyle işlem sonrasında kolaylıkla temizlenir.
Ultrason cihazı, prob kısmı incelenecek bölge üzerinde gezdirilir, bu sırada monitöre yansıyan görüntüler değerlendirilir. Bazı bölgeleri daha net değerlendirebilmek için probla cilde bir miktar bastırılabilir.
Elde edilen görüntüler printer (fotoğraf baskı aracı) ile anında kaydedilip çıktı alınabilir. İşleme ilişkin bir rapor düzenlenir.
Şüpheli bulgu saptandığında iç yapıları, şekilleri ve kenarlarının düzgün olup olmaması değerlendirilir.
Renkli Dopper Ultrasonografi (RDUS) ile damar hastalıklarının araştırılması, doku ve organlardaki kan damarlarının dağılımının incelenmesi ve dolayısıyla tümörlerde kanserleşme eğilimlerinin araştırılması mümkündür. İncelenen bölgedeki damarsal yapıların lezyonlarla ilişkisi ve damarlanması açısından yol gösterici olabilir.
Elastografi tekniğiyle dokunun sertliğini tayin edebilir. Meme kanserinin çevre dokuya göre ya da iyi huylu kitlelere göre daha sert olması beklenir. Son yıllardaki çalışmalarla iyi huylu ve kötü huylu bulguların ayırt edilmesinde elastografinin de katkısı olduğu ortaya kondu.
Renkli Doppler ve elastografi tekniklerinin yanı sıra, medikal cihazlarda meme gibi yüzeysel organların daha iyi değerlendirilmesini, küçük kitlelerin ve yapı bozukluklarının görülmesini kolaylaştıran özellikler bulunuyor.
Belirli bir inceleme için seçilen prob tipi çeşitli faktörler bağlıdır: İncelemenin çeşidi, hastanın boyutları ve hastanın yağ ve kas dokusu miktarı. Yüksek frekanslı lineer dizilimli problar genellikle küçük yapılar için (meme, tiroid, skrotum, karotid arter) kullanılır. Abdomen (karın) konveks ya da sektör dizlimli bir prob ile taranabilir, frekans hastanın boyutlarına bağlı olacaktır. Kavite içi bölgelerin taranmasında endovajinal ya da transvajinal prob kullanılır.
Abdominal (Batın) ultrasonografi ile karın içi organlar incelenir. Latincesi de abdomen’dir. Karın bölgesine göre ikiye ayrılır:
Genel olarak karın boşluğunda yer alan organlara ilişkin hastalıkların araştırılmasında kullanılır. Karın içinde bulunan karaciğer, safra kesesi ve safra yolları, pankreas, dalak, böbrekler, böbrek üstü bezleri, mesane, erkeklerde prostat, kadınlarda rahim ve yumurtalıklar, lenfadenopati, kitle (tümör vb.) kist, sıvı toplanması gibi anormallikler de tesbit edilebilir. Tüm Batın US aç karnına ve mesane idrarla dolu iken yapılır.
Mide ve Barsaklar için Tüm Batın Ultrasonu ile mide ve barsaklar gibi içi boş organların değerlendirilmesi çok uygun değildir. Görülebilirse mide duvarı, kalınlaşması değerlendirilebilir. Barsak hareketleri, görülebilirse barsakların arasında serbest sıvı değerlendirilebilir.
Abdominal (Batın) Ultrasonografi ile karın içi organlar incelenir. Latincesi de abdomen’dir.
Karın bölgesine göre ikiye ayrılır:
- Üst Batın Ultrasonografi ile
Karaciğer, safra kesesi ve safra yolları, pankreas, dalak, böbrekler, böbrek üstü bezleri, abdominal aorta ve VCI gibi ana damarlar değerlendirilir.
Lenfadenopati, kitle (tümör vb),kist, sıvı toplanması gibi anormallikler de tesbit edilebilir.
Sindirim sistemi sınırlı olarak değerlendirilmektedir.
- Alt Batın/ Suprapubik/ Pelvik Ultrasonografi ile
Mesane, Prostat (erkeklerde),Rahim ve Yumurtalıklar (kadınlarda) değerlendirilir.
İkisi birlikte yapılırsa ”Tüm Batın Ultrasonografi” adını alır.
Karaciğer Ultrasonu ile karaciğerin büyüklüğü, iç yapısı bu organı genel olarak etkileyen hepatit, siroz, karaciğer yağlanması gibi diffüz karaciğer parankim hastalıkları, damarsal lezyonlar, fokal karaciğer kitleler, travma değerlendirilir. Kist ya da kitle var ise bunlar iyi ya da kötü huylu mudur? Sorularına cevap verir. Hepatit B gibi enfeksiyöz hastalıklarda karaciğer ultrasonu yapılır.
Karaciğer parankim özellikleri, hastalıklar ile değişiklik gösterir. Hepatosellüler hastalık hepatositleri etkiler ve karaciğer fonksiyon enzimlerini bozar. Siroz, asit veya yağlı karaciğer paternleri ultrasonografik olarak saptanabilir. Karaciğerin fokal hastalıklarının ayırıcı tanısında kistler, primer tümör ve metastazlar göz önünde bulundurulmalıdır.
Safra Kesesi Ultrasonu ile safra kesesi büyüklüğü, duvar kalınlığı, kese etrafında sıvı olup olmadığı değerlendirilir. Ayrıca kese içinde ve safra yollarında safra taşları, travma, safra çamuru, safra kesesi iltihabı ve kitleleri, sarılık nedenlerinin araştırılmasında safra kesesi ve safra yolları ultrasonografisine ihtiyaç duyulmaktadır.
Pankreas mide, duodenum arkasında yerleşmiştir. Teknik olarak karındaki gaz nedeniyle ultrasonografi ile değerlendirilmesinde güçlük yaşanmaktadır. Pankreas Ultrasonu ile pankreasın iltihabi hastalıkları, kanlanması, pankreas kitleleri ve kistleri, doğumsal anomalileri araştırılır. Eğer batındaki gaz nedeniyle değerlendirilemezse radyolog ileri tetkik isteyebilir.
Dalak Ultrasonu ile dalak büyüklüğü, büyük ise neden olan hastalıklar ,depo hastalıkları, hematolojik ve lenfojenik hastalıklar, travmatik lezyonlar, kist ya da kitle var mı araştırılır.
Böbrek Ultrasonu ile böbrekler şekil ve büyüklük yönünden değerlendirilir. Diyabet, hipertansiyon, akut / kronik böbrek yetmezliği gibi böbreği etkileyen hastalıkların teşhisi, böbrekte ve /veya idrar yollarında taş veya kum olup olmadığına bakılır. Varsa böbrek kistleri, iyi huylu ya da kötü huylu böbrek kitleleri değerlendirilir.
Böbrek üstü bezleri yağlı dokular olup ultrason ile değerlendirilmeleri zordur. Boyutları artmışsa, kist ya da kitle yönünden değerlendirilir.
Batında orta hatta aorta (ana atardamar) ve vena kava inferior (ana toplardamar) bulunur. Ultrason ile aorta anevrizması, trombüsler değerlendirilir. Batında değerlendirilebilirse ana damarlar etrafında lenf nodu varlığı araştırılır.
Karnın alt kesimlerinin incelenmesi demektir. Mesane idrar ile dolu iken yapılır. Bu tetkikte mesane ve üreme organları incelenir. Mesane, uterus ve overler, tubalar, douglas boşluğu (kadınlarda),prostat (erkeklerde) değerlendirilir.
Mesane (idrar kesesi) içeriği ve gerekli olduğu hallerde kapasitesi değerlendirilir. Kitle var mı değerlendirlir. Bazı durumlarda mesane boşaltıldıktan sonra içinde kalan idrar miktarının hesaplanması gerekebilir.
Erkeklerde Prostat bezinin boyutları ve içinde kitle olup olmadığı incelenir. Varsa kist ya da kitlenin idrar çıkarmaya engel teşkil edecek büyüklükte mi değerlendirilir. Gerekirse transrektal ultrason incelemesi yapılır.
Kadınlarda Rahim ve Yumurtalıklar, Tubalar, Douglas Boşluğu detaylı şekilde incelenir. Boyutları, rahim duvarı, kist ya da kitle olup olmadığına bakılır. Rahim iltihabi hastalıkları hakkında da bilgi verir. Yumurtalık kistleri/kitleleri araştırılır. Gerekirse transvajinal ultrason incelemesi yapılır.
Transvajinal ultrason kadın üreme organlarının görüntülenmesinde pelvik ultrasona oranla çok daha net görüntülerin elde edilebilmesine imkan tanıyan bir ultrasonografi tekniğidir. Bu yöntemle yapılan görüntülemelerde ultrason probu kadın üreme organı vajina içerisine yerleştirilir. İşlem öncesinde mesanenin dolu olması gerekmez. Gebeliğin ilk evresinde fetüsün çok küçük olması nedeniyle başvurulabilir.
Obstetrik ultrasonografi, günümüzde hamilelik döneminde sıkça kullanılan bir görüntüleme yöntemidir. Böylece bebeğin anne karnındaki görüntüsünü izlemek mümkündür. Bebeğin sağlığı için tercih edilen obstetrik USG yönteminde öncelikli amaç varsa bebekteki anormalliği önceden tespit etmek ve fetüs gelişimini izlemektir. İleriki dönemlerde ise bebeğin kan dolaşımı ve gelişimi gözlenir.
Meme Ultrasonu incelemeyi yapan radyoloğun deneyimine ve yeteneğine bağlıdır. Bu nedenle görüntülerin yorumlanması mutlaka “Meme Radyoloğu” tarafından yapılmalıdır.
Mamografi, yoğun meme dokusu olan kadınlarda, fibroglandüler dokunun üstüste gelmesi (süperempoze) olması nedeniyle tüm kanserleri saptayamaz, başarı oranı yaklaşık %60’a düşer. Meme ultrasonu bu olgularda problem çözücü bir yöntem olarak mamografiye ilave kullanılır. Bu şekilde duyarlılık yüzde 90’ın üzerine çıkarılabiliyor. Ultrason, mamografiye yardımcı en sık kullanılan yöntemdir.
Meme ultrasonu sırasında memede tespit edilen lezyonların çevresindeki kanlanmanın durumunu tespit etmek için renkli doppler ultrason kullanılmaktadır. Lezyonun kanlanma durumu lezyonun kötü huylu ya da iyi huylu olup olmadığı ve teşhisinde önemli bir yer tutmaktadır. Tabiki tüm bu tetkiklere göre gerekli görülmesi halinde meme biyopsisi yapılması da gerekli görülebilir.
Tiroid bezi, boynun alt yarısında, adem elması olarak tanımlanan kıkırdak çıkıntının altında, kelebek şekilli bir iç salgı bezidir. Nefes borusunun(trakea) her iki yanında ve kısmen önünde yer alan bir organdır. Tiroid ultrasonu ile tiroid bezi değerlendirilebilir.
Tiroid ultrasonu ile tiroid bezindeki anormallikler, elle muayene ile tespit edilemeyen nodüller ve tiroidit gibi nodül dışı hastalıklar incelenebilir. Nodül varsa, yapısını belirleyip, iyi huylu bir nodül yada biyopsi gerektiren kuşkulu bir nodül olup olmadığı, daha önce tespit edilmiş nodüllerin büyüyüp büyümediği kontrol edilebilir.
Kuşkulu nodüllerde ince iğne biyopsilerine rehberlik eder. Doğru bir tanı için tiroiddeki nodüllerin iğne biyopsisi mutlaka ultrason rehberliğinde yapılmalıdır. Ayrıca ultrason tiroid bezine komşu yapıların görüntülenmesinde, bir kateter veya başka bir drenaj cihazının yerleştirilmesi sırasında yönlendirme için kullanılabilir.
Tiroid kanserinin teşhisi için en fazla tercih edilen yöntemdir.
Boyun ultrasonografisi oldukça detaylı bir incelemedir. Boyunda yer alan tükürük bezleri, tiroid bezi, lenf bezleri çenenin her iki yanında ve alt kısımlarında detaylı olarak incelenir. Ayrıca boyundaki ana damarlar plaklar açısından değerlendirilir.
Tiroid bezinin boyutları, parankimi, tiroidit gibi iltihabi durumları, varsa nodül iç yapısının değerlendirilmesi ultrason ile yapılabilmektedir.
Lenf nodlarının değerlendirilmesi için en iyi yöntem ultrasondur. Lenf bezleri enfeksiyonlar veya kanser nedeniyle büyüyebilir. Ultrason ile lenf nodlarının şekli, görünümü, iç yapısı, Renkli Doppler Ultrason ile kanlanması değerlendirilir, böylece iyi ya da kötü huylu olduğu ayırdedilebilir.
Tükürük bezleri boyunda çene altında ve çenenin her iki yanında yeralmışlardır. Tükürük kanallarında taş veya tükürük bezlerinde kitle şüphesi varsa istenebilen bir tetkiktir.
Doğuştan kalça çıkığında çoğu zaman bebek anne karnında iken kalça çıkıktır ya da kalçanın gelişimi yetersiz kalmıştır. Erken teşhis önemlidir. İlk 3 ayda, alçısız ve ameliyatsız tedavi ile tamamen normal bir kalça elde etme şansınız %95 in üzerindedir.
Her yenidoğan 1 aylık olduğunda önce kalça muayenesi olmalı ve ardından deneyimli bir radyolog tarafından ultrasonografiyle değerlendirilmelidir. Ülkemizde doğum sonrası 2-6 ay arasında bu konuda deneyimli radyologlar tarafından ultrason ile tarama yapılmaktadır. Erken yakalanan kalça çıkıklarının tedavisinde de ultrason ile takip yapılmaktadır. İşlem ağrısızdır, radyasyon içermemesi sebebiyle de tercih nedenidir.
Genelde el ile muayenede ele gelen şişliklerin iç yapısı ve özellikleri hakkında bilgi almak için yapılan bir incelemedir.
Bu inceleme ile şişliğin bir tümör olup olmadığı, tümör ise kötü özellikleri bulunup bulunmadığı, kan damarlarıyla olan ilişkileri, sıvı içerip içermediği gibi nasıl bir tedavi yapılacağına karar vermeye yarayan bilgiler elde edilir.
Diğer ultrason tekniklerinden farklı bir görüntüleme imkanı sunan renkli doppler ultrasonu, damarlardaki kan akışını tespit etmekte kullanılır. RDUS ile damar hastalıklarının araştırılması, doku ve organlardaki kan damarlarının dağılımının incelenmesi ve dolayısıyla tümörlerde kanserleşme eğilimlerinin araştırılması mümkündür. Aynı zamanda kan akışının yönü, olası damar tıkanıklıkları ve tıkanıklığa neden olan sorunlar bu ultrason tekniği ile tespit edilebilmektedir.
Hepatobiliyer sistem, karaciğer, safra kesesi ve safra yollarının ultrasonudur. Dalak ve pankreas da değerlendirilir. En az 8 saatlik açlık gerekir.
Üriner sistem, boşaltım sistemine verilen isimdir. Böbrekler, böbreküstü bezleri, idrar yolları, mesane, ana idrar yolunu ilgilendiren hastalıkları değerlendirmek amacıyla yapılır. Tetkikin yapılabilmesi için hastanın idrara sıkışık olması gereklidir.
Ultrasonografi tetkiki bakılan organın türüne göre veya incelenecek alana göre değişmekle birlikte ortalama 20-60 dakika sürmektedir.