İyi huylu meme hastalıkları, memenin kanser olmayan tüm hastalıkları demektir.
Fibrokistik hastalık, fibroadenom, meme kistleri, meme başı akıntısı, yağ nekrozu, memenin değişik enfeksiyon hastalıkları, meme apseleri iyi huylu meme hastalıklarıdır.
Fibroadenomlar, kadınlarda her yaşta en sık rastlanan, genellikle 1-2 cm boyutunda, elle muayenede hareketli, lastik kıvamında, iyi sınırlı , solid (katı) iyi huylu, ağrısız meme tümörleridir.
Memede radyolojik olarak iyi huylu olduğunu düşündüğümüz solid kitlelerin çoğunluğu fibroadenomlardır.
Fibroadenomlar, östrojene duyarlı epitel ve stromal dokudan oluşan iyi huylu kitlelerdir.
Özellikle üreme çağındaki genç kadınlarda (20-40 yaş) sık görülür. Basit fibroadenom, kompleks fibroadenom, Juvenil fibroadenom, giant (dev) fibroadenoma olarak çeşitleri vardır.
Fibroaenomlar, aynı memede birden çok sayıda veya her iki memede aynı anda olabilir.
Fibroadenomlar hormonal etkiye bağımlı olarak büyüyebilirler, küçülebilirler. Menapozdan sonra sıklıkla küçülüp kireçlenme gösterirler. Hamilelik ve emzirme dönemlerinde belirgin büyüme gösterebilirler.
Fibroadenom, Mamografide yuvarlak, oval veya lobule şekilli, iyi sınırlanan lezyonlardır. Ultrasonografide ovoid, yuvarlak şekilli, düzgün sınır, keskin kenar özelliği gösteren homojen iç yapıda, hipoekoik yapılardır.
Ultrasonografik olarak yüksek olasılıkla fibroadenom düşünülüyorsa 6 aylık süreler ile takibe alınır. Eğer 2-3 yıl boyunca 6 aylık aralık ile olan takipte, kitlede büyüme yoksa ve formu değişmiyorsa rutin takibe dönülür.
Ancak kitlede büyüme görülürse veya kanser şüphesi varsa o zaman kitleden kalın iğne (tru-cut veya core) biyopsisi yapmak gerekir. Kesin tanı patolojik inceleme ile konulur. Patoloji sonucuna göre takip veya cerrahi müdahale kararı verilir.
Basit fibroadenomlarda meme kanseri riski artışı yoktur. Sadece kompleks fibroadenomlarda risk artışı mevcuttur. Ailesinde meme kanseri öyküsü olan kadınlarda ve kitlenin histopatolojik incelemesinde proliferatif (çoğalma) değişiklikler olan olgularda meme kanseri riskinde artış bildirilmiştir. Çok nadiren kanser öncülü lezyonlar içerebilirler.
Nadir görülür, tüm meme tümörlerinin % 0.3-1’ini oluştururlar. Genelde 35-55 yaş arası kadınlarda görülür.
Klinik olarak davranışları değişkenlik gösterir. Fibroadenoma benzer şekilde iyi huylu gidiş gösterebildikleri gibi, metastaz (sıçrama) yapma eğiliminde de olabilirler. %50’den fazlası iyi huylu ve yaklaşık %25’i kötü huyludur.
Klinik olarak 3 cm’den büyük, hızlı büyüyen fibroadenom benzeri kitle saptandığı zaman filloides tümörden şüphelenilmelidir. Muayenede sertçe ve hareketli bir kitle olarak ele gelir.
Çevresinden az bir miktar normal meme dokusu ile birlikte çıkartılması tedavisi için yeterli olur.
İntraduktal papillom, genellikle meme ucuna yakın süt kanalının içinde oluşan çoğunlukla 5 mm’den küçük iyi huylu tümörlerdir. Bazen meme ucundan uzakta ve birden fazla papillom (papillomatozis) görülebilir. Ortalama olarak 35-55 yaş aralığındaki kadınlarda ortaya çıkmaktadır. İntraduktal papillom eğer çok büyürse, bazen ortaya çıktığı bölgede bir kitle oluşturarak, beraberinde ağrıya sebep olabilmektedir.
Hastaların çoğunun şikayeti meme başı akıntısıdır. Akıntı çoğunlukla kanlı veya şeffaf, bazen sarı, bazen yeşil veya kahverengidir.
Birden fazla papillom (papillomatozis) meme kanseri riskini artırmaktadır. Ultrasonografi ve özellikle Meme MR tetkiki tanıda üstündür. Tanı ve değerlendirmeler sonucunda içinde bulunduğu süt kanalı ile birlikte cerrahi olarak çıkartılması ile tedavi edilir.
Daha çok perimenapoz dönemdeki kadınlarda, yağ dokusundan zengin olan memelerde görülür. Travma ve enfeksiyon gibi nedenler yağ nekrozu oluşumuna neden olabilir.
Sert ve sınırları kesin olarak belli olmayan bir kitle olarak ele gelebilir. Meme derisinde çekintiye neden olabilir.
Radyolojik ve klinik yönden meme kanserini taklit etmesi ve öte yandan var olan bir kanseri gizleyebilmesi nedeniyle tanınması önem taşımaktadır.
Mamografide yağ kistleri, deri ve deri altı dokuda düzensizlik ve kalınlaşma, mikrokalsifikasyonlar görülebilir. Ultrasonografide hem kistik hem solid olarak izlenebilir. En sık bulgu deri altı dokuda artmış ekojenitedir. Biyopsi veya cerrahi olarak çıkartıldığında kesin tanı konur.
Nadir görülür. Meme dokusundaki hücrelerin aşırı büyümesi, çoğalması sonucu oluşan iyi huylu meme tümörüdür. Ortalama görülme yaşı 45'tir. Genç kadınlarda nadiren görülür.
Hastalar doktora ağrısız kitle, bir memenin diğerine göre daha büyük olması şikayetleri ile ya da tarama mamografilerinde tesadüfen kitle saptanması ile başvururlar. Yuvarlak, sınırları belirli, ele gelen yumuşak veya sert yumrular belirtileridir. Mamografide değişik derecelerde opasite gösteren yuvarlak, ovoid, keslin sınırlı, düzgün konturlu , nonhomojen iç yapılı kitle olarak görülür. Opasitenin derecesi parankim içerisindeki yağ dokusunun oranı iler ilgilidir.
Ultrasonografide de içerdiği yağ doku oranına göre değişkenlik gösteren düzgün sınırlı kitle olarak izlenir. Teşhis için, mamografi, ultrasonografi ve biyopsi yapılmalıdır. Aşırı büyümeleri ve ağrıya neden olmaları durumunda cerrahi müdahaleyle çıkarılırlar.
Vücutta yağ dokularından gelişen, cildin hemen altında veya meme içerisinde bulunan, yavaş gelişen, yumuşak ve hareketli iyi huylu tümörlerdir. Yağ dokusu içeren herhangi bir vücut bölgesinde bu bezelerden oluşabilir. Genellikle 40-60 yaş arasında ve şişman kadınlarda tespit edilir. Nadiren ağrılı olabilir ve hızlı büyüyebilirler. Herhangi bir yakınmaya neden olmadıkça cerrahi olarak çıkarılmaz. Meme kanserine dönüşüm olmaz.
Jinekomasti erkek memesinin en sık görülen hastalığıdır ve erkek memesinde ele gelen kitlelerin en sık nedenidir. Erkek memesinin tümörle ilgisi olmayan büyümesi olarak tanımlanır. Tek taraflı veya iki taraflı olabilir. Gelişme nedeni, östrojen ve testosteronun meme dokusu üzerindeki etkilerinin dengesizliğidir. Fizik muayenede meme başı arkasında ele gelen kitle olarak tespit edilir. Dikkatli bir öykü alımı, fizik muayene ve birkaç tanısal test ile hastaların çoğunda jinekomasti nedeni anlaşılabilir. Tedavisi de buna göre yapılır.