mamografisi, dünyada en yaygın kullanılan meme kanseri erken tanı yöntemidir. Bir temel inceleme yöntemidir.
Amerikan Kanser Enstitüsü, Dünya Sağlık Örgütü, Türk Radyoloji Derneği 40 yaş üzerindeki her kadının 70 yaşına kadar her yıl mamografi çektirmesini önermektedir. Yüksek riskli hasta durumlarında taramaya ultrasonografi ve magnetik rezonansta eklenebilmektedir.
Tarama mamografilerinde meme kanserinin erken bulguları saptanarak meme kanseri daha ele gelen bir bulgu oluşturmadan saptanmaya çalışılmaktadır.
Bir meme kanseri doktor veya hastanın kendisi tarafından elle yakalandığında ortalama 8-10 yaşında (yıllık) olmaktadır. Mamografi tekniğine yüksek kalitede, kurallara uygun olarak yapıldığında bir meme kanserini ele gelmeden 3-4 yıl önce yakalayabilmektedir.
Meme, süt bezleri ve burada üretilen sütü meme başına taşıyan kanallardan oluşur. Meme kanseri, memenin süt bezlerindeki ve süt kanallarını döşeyen hücrelerin yapılarının bozulması, kontrolsüz çoğalmalarıyla oluşan bir tümöral oluşumdur. Meme kanseri , kadınlarda ölüme en çok neden olan kanserlerden biridir.
Mamografi incelemesi ile memede varolabilecek küçük boyutta elle hissedilemeyen kitleler ya da kitle oluşmadan önceki erken hastalık bulguları ortaya çıkarılabilir. Mamografi radyolojik kurallara uygun olarak yapıldığında bir meme kanserini ele gelmeden 3-4 yıl önce yakalayabilmektedir.
Mamografi radyolojik bir inceleme olduğu için, mamografi sonucuna radyoloji doktoru bakar. Bu nedenle mamografi çekimi ve görüntülerin yorumlanması için alanında tecrübeli bu konuda bilgi birikimi yüksek olan “Meme Radyoloji Uzmanı” doktoruna başvurması önerilir.
Mamografiler her zaman eski incelemeler ile karşılaştırarak değerlendiriliyor. Memede kitle, yapısal bozulma, iki meme arasında asimetri veya mikrokalsifikasyon kümeleri değerlendirilir. Bu bulgular hem iyi huylu hem de kötü huylu meme hastalıklarında görülebilecekleri için, görüntülerin mutlaka bir meme radyoloğu tarafından değerlendirilmelidir.
Meme Radyoloji Uzmanı, mamografi görüntülerinde önce normal meme yapısını değerlendirir. Meme dokusu içerisinde kişiye göre ve yaşa göre değişen oranlarda süt bezleri, bağ doku ve yağ doku bulunur. Yağ doku, mamografide koyu gri veya siyaha yakın renkte görülürken, bağ doku ve süt bezleri beyaz renkte görülür.
Kanser dokusu da mamografide yine beyaz renkte kitle, yapı bozukluğu veya yoğunlaşma şeklinde görülür. Özellikle meme dokusunun daha yoğun olduğu durumlarda (ACR Tip C ve Tip D meme yapısı olanda) beyaz zemin üzerinde beyaz rengin seçilmesi zor olduğundan, kanserin saptanmasında mamografi yetersiz kalır.
Mamografide meme kanserinin saptanamamasının (atlanması) temel nedeni bu durumdur. Bu nedenle, meme dokusunun yoğun olduğu kişilerde bu inceleme, ek olarak yapılacak ultrasonografi, 3 boyutlu mamografi (tomosentez) ve meme MRG incelemesi ile desteklenebilir.