Tiroid ultrasonu, tiroid kanseri teşhisinde en önemli inceleme yöntemidir.
Tiroid USG, incelemesinden önce hasta hikayesi alınmalıdır. Hastanın genel sağlık durumu, tiroid tedavileri, daha önce yapılan incelemeleri, ailede tiroid kanseri ya da hipertiroidizm hikayesi ya da eski boyun cerrahisi veya boyuna radyasyon hikayeleri öğrenilmelidir.
Tiroid USG ile ele gelen boyun kitlelerinin lokalizasyonlarının ve özelliklerinin belirlenmesi açısından, nodüler tiroid hastalıklarının değerlendirilmesinde yardımcıdır.
Tiroid bezinin boyutu, iç yapısı, nodül varsa nodülün boyutu, iç yapısı değerlendirilebilir.
Guatrda USG incelemesi büyük, heterojen bezi gösterir. Multinodüler guatrda multipl nodüller değerlendirilir. Ultrason ile çevre yapılara bası etkisi görülebilir, Renkli Doppler ultrasonografi ile vaskülaritede artış olup olmadığı değerlendirilir. Tiroid bezinde nodüller kistik-solid olabilir. İyi huylu tiroid hastalıklarından olan adenomlar geniş spektrumda ultrasonografik görünümlere sahiptir. Anekoikten tamamen hiperekoik US görüntüsü görülebilir.
Tiroid kanserlerinin de ultrason görüntüsü hayli değişkendir. Kalsifikasyonlar bütün tiroid kanser tiplerinin %50-80’ninde bulunur. Ultrason metastatik lenfadenopatilerin tespitinde çok hassastır, dolayısıyla tiroidin komşuluğundaki tüm boynun incelenmesi önemlidir.
Tiroid ultrasonunda bir veya daha fazla nodül tespit edilirse radyoloji uzmanı nodüllerin özelliklerini inceler. Bazı özellikler, bir nodülün doğası gereği iyi huylu olduğunu kuvvetle düşündürür ve bazıları, nodülün gerçek bir tümör olabileceği konusunda endişe uyandırır. Diğer durumlarda, radyoloji uzmanı iyi huylu ve kötü huylu kitleleri tam olarak ayırt edemez.
Daha ileri değerlendirme için Tiroid İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi (İİAB) yapılmalıdır. Tiroid USG de nodül tespit edildiğinde, kanserden şüpheleniliyorsa klinisyen tarafından veya radyoloji uzmanı tarafından USG eşliğinde yapılır. Alınan biyopsi, doku sitologlar tarafından mikroskop altında incelenir, değerlendirilir. Yetersiz sonuç gelirse işlem tekrarlanmalıdır.
Ultrason ile tiroid fonksiyonunu, yani tiroid bezinin az, aşırı aktif veya normal olup olmadığını belirlemek mümkün değildir.
Nükleer sintigrafi, fizyolojik tiroid fonksiyonunun değerlendirilmesinde ve metabolik olarak aktif ve inaktif nodüllerin tanımlanmasında yaygın olarak kullanılmaktadır. Özellikle hipertiroidizmde (zehirli guatrda) faydalı olup, tiroid bezindeki veya nodüldeki yaygın aktivite artışını gösterir.
Radyoaktif iyot (131-I veya 123-I) tiroid bezinin işlevini görselleştiren ve bazı yapısal detayları veren bir yöntem olsa da tiroid ultrasonu kadar detaylı değildir. Radyoaktif iyot kullanmanın mantığı şu şekildedir:
Radyoaktif iyot üç tiroid durumunda kullanılır;
1. Hipertiroidizm: Bu teşhis amacı için yalnızca az miktarda radyoaktivite (0,1 -0,2 milikür) kullanan bir "tiroid nükleer taraması ve alımı" ile hipertiroidizmin nedenlerini ayırt etmek. Hipertiroidizm tedavisinde daha yüksek dozlarda (10-15 miliküri) radyoaktif iyot kullanılabilir.
2. Tiroid kanseri: Tiroid kanserinin uzun vadeli yönetiminin bir bileşeni, "tüm vücut nükleer tiroid taraması" kullanmaktır. Genel olarak, hastaların bu taramaya hazırlanırken düşük iyotlu bir diyet izlemeleri gerekecektir. Tiroid kanseri tedavisinde çok daha yüksek dozlarda (100-200 miliküri) radyoaktif iyot kullanılmaktadır. Tiroid kanseri için radyoaktif iyot kullanırken belirli riskler vardır.
3. Tiroid nodülleri: Tiroid nodülleri belirsiz olarak düşünülüyorsa, patolojilerinin değerlendirilmesinde hala kullanılmaktadır.
Ultrason, tiroid kanserinde ilk tanı ve takip değerlendirmesi için tercih edilen modalitedir. Nüks/nüksetmeden şüphelenilen durumlarda, ultrason, CT, PET/CT ve SPECT'e göre üstün yumuşak doku çözünürlüğü nedeniyle MR'den yararlanılır.
Tiroid nodülleri bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme (MR) ve pozitron emisyon tomografisinde sıklıkla tesadüfen saptanır; ancak ultrasonografi (US) bu nodüllerin karakterizasyonu için en sık kullanılan görüntüleme yöntemidir.
Tiroid Ultrasonu Nasıl Yapılır?
Özel hazırlık gerektirmez. Boyundaki takılar çıkarılır. Muayene masasında yüzü yukarı bakacak şekilde yatırılır. Hastalar görüntülerin kalitesini artırmak için her iki tarafa da dönebilir. Boyun hiperekstansiyondayken yüksek frekanslı bir lineer transdüser (7-15 MHz) kullanılarak görüntülenir.
İdeal olarak, tiroid bezini değerlendirmek için mevcut olan en yüksek frekans kullanılmalıdır. Tiroid ultrason muayenesi için taranacak alanı genişletmek için omuzların arkasına bir yastık yerleştirilebilir. Bu özellikle çene ve göğüs arasında çok az boşluk olan küçük bir çocuk için önemlidir. Boyuna su bazlı bir jel uygulanır. Jel, probun vücut ile güvenli temas kurmasına yardımcı olacaktır. Ayrıca prob ile cilt arasındaki ses dalgalarının vücudunuza geçmesini engelleyebilecek hava ceplerini de ortadan kaldırır.
Radyoloji uzmanı probu boyuna yerleştirir ve istenen görüntüleri yakalayana kadar ilgili alan üzerinde ileri geri hareket ettirir. Tiroid ultrasonu genellikle 30 dakika içinde tamamlanır. Ultrason muayenesinden sonra normal aktivitelerinize hemen devam edebilmelisiniz.
Bilgisayar destekli tomografi (BT) taramaları, ultrasonla tam olarak görüntülenemeyen büyük guatrları değerlendirmek ve bazı hastalarda tiroid kanserlerinin tedavisi için kullanılır. Daha küçük tiroid nodüllerini teşhis etmede yardımcı değildir, ancak boyundaki diğer organların iyi bir şekilde görüntülenmesini sağlar. Bu taramalar iyonlaştırıcı radyasyon kullanımını içerir.
İşaretli glikoz (18 florodeoksiglukoz -FDG) pozitron emisyon tomografisinin (PET) kullanımı giderek artmaktadır, ancak bu testlerin uygun kullanımı kesin olarak belirlenmemiştir. Şu anda FDG PET/CT'nin tiroid kanserinin ilk evrelemesinde (ameliyat öncesi veya radyoaktif iyot ablasyonu öncesi) hiçbir rolü yoktur.
FDG öncelikle zayıf iyot avid olan farklılaşmamış tiroid kanseri hücreleri tarafından alınır. Bu nedenle, tiroglobulini artan ancak radyoaktif iyot taraması negatif olan hastalarda özellikle yararlıdır. FDG PET, agresif farklılaşmamış tiroid kanserli hastalarda ve farklılaşmamış tipe dönüşümden şüphelenilen diferansiye kanserli hastalarda yararlıdır.
Medüller tiroid kanseri gibi daha nadir tiroid kanseri türlerinde, FDG ve 99mTc sestamibi, [11C]metiyonin, [111In]oktreotid ve [68Ga]somatostatin reseptör bağlama reaktifleri gibi diğer izleyiciler kullanılmıştır. PET taramaları iyonlaştırıcı radyasyon kullanımını içerir.
Tiroid nodülünün boyutu ile kanser gelişme riski orantılıdır, boyut arttıkça risk de artar.
Tiroid USG de nodül tespit edildiğinde, kanserden şüpheleniliyorsa Tiroid İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi (İİAB) yapılmalıdır. Klinisyen tarafından veya radyoloji uzmanı tarafından USG eşliğinde yapılır. Alınan biyopsi sitologlar tarafından değerlendirilir.
Yetersiz sonuç gelirse işlem tekrarlanmalıdır. Ayrıca tiroid hastalıklarının tanısında Tiroid sintigrafisinden de yararlanılır. Özellikle hipertiroidizmde (zehirli guatrda) faydalı olup, tiroid bezindeki veya nodüldeki yaygın aktivite artışını gösterir.
Tiroid biyopsi sonucunda kanserli hücre tespit edilmesi, kanser şüphesi varsa, takipte nodül hızlı büyüyorsa, nefes darlığı, yutkunma güçlüğü, ses kısıklığı gibi bası yapıyorsa hasta cerrahi yöntemle tedavi edilir. Tedavisinin mutlaka alanında tecrübeli doktorlar tarafından uygulanması gerekmektedir.
Tiroid kanseri metastaz yapmışsa ameliyat sonrası radyoaktif iyot tedavisi uygulanır.