Meme dokusu, göğüs bölgesinde 2. veya 3. kaburga ile 6.veya 7. kaburgalar arasında yer alan bez dokusudur. İç yapısında süt üreten ve sütü dışarıya taşımak için çok sayıda kanal ve kanalcıkları içeren salgı bezleri bulunur. Ayrıca kas ve destek dokuları, yağ, sinirler, kan ve lenf damarları bu bölümlerin arasında ise yer alır.
Meme kanseri, memenin süt bezlerindeki ve süt kanallarını döşeyen hücrelerin yapılarının bozulması, kontrolsüz çoğalmalarıyla oluşan bir tümöral oluşumdur.
Meme içindeki esas tümör odağı, kendisini oluşturan hücrelerin bölünmesiyle gittikçe büyür. Vücudun çeşitli yerlerine giderek yayılabilme, buralarda da kitle oluşturabilme potansiyeline sahiptir, buna da metastaz denir.
Meme kanseri, kadınlarda en çok görülen kanserdir. Yaşam boyu risk %12 veya her 8 kadından 1’idir. Hastaların ¾’ü postmenopozal, ¼’ü premenopozal dönemdedir. Nadir olarak, %1 oranında erkeklerde de görülebilir.
Meme kanseri erken evrede belirgin bir belirti vermeyebilir. Bu nedenle kişinin bu konuda bilinçlendirilmesi erken teşhiste en önemli faktördür. Böylece tedavinin başarıya ulaşma ve hayatta kalma şansı artmış olur.
Meme kanserinin en sık rastlanan belirtisi memede veya koltukaltında ele gelen kitledir. Çoğu kadın-erkek bu bulguyla doktora başvurur. Meme kanseri belirtileri şunlardır;
En sık görülen meme kanseri tipi; “duktal” kanser (meme süt kanallarından kaynaklanan),daha az sıklıkla ise “lobüler” kanser (meme süt kanallarından kaynaklanan) dır. Ayrıca daha nadir medüller, tübüler, müsinöz gibi diğer dokulardan kaynaklanan tipleri de vardır.
Kanserlerde evreleme, yapılacak tedavinin planlanması için önemlidir. Meme kanserinde ise evre 0 (karsinoma in situ) dan başlayıp evre IV e kadar gitmektedir.
Erken evrede (evre 0) kanser herhangi bir belirti vermeyeceği için farkedilmez, bu dönemde çeşitli tarama yöntemleri ile tümör saptanabilir. Eğer bu yapılmazsa tümör büyüyerek bulunduğu yerde belirti verir ve vücudun diğer bölgelerine kan ve lenf yoluyla yayılabilir. Göğüs kanseri erken evrede yakalanabilirse tedavi şansı-başarısı çok yükselir.
Meme kanseri oluşmasının belli bir nedeni yoktur. Büyük çoğunluğunda bir sebep olmadan, risk faktörleri olmayan kadınlarda görülebilir. %5-10’unda ise genetik nedenler bulunmaktadır.
Meme kanserinde en önemli risk faktörü kadın olmaktır. Nadir olarak, %1 oranında erkeklerde de görülebilir.
Meme kanserinin görülme sıklığı yaşla artar. En çok 50-70 yaş aralığında görülür
Meme kanseri riski, birinci derece akrabada (anne, kız kardeş ve kızı) meme kanseri olduğunda artmaktadır. Ayrıca BRCA-1, BRCA-2 mutasyon taşıyıcılığı gibi birtakım genetik hastalıkları taşıyan, daha önceki meme biyopsilerinde atipi vb tespit edilen, meme kanseri nedeni ile tedavi gören, 10-30 yaşları arasında göğüs bölgesine ışın tedavisi almış bulunan kadınlarda meme kanseri gelişme riski daha fazladır.
Meme kanseri riskini artırmaktadır.
Erken evrede meme kanserleri diğer kanser çeşitlerinde olduğu gibi ileri dönemlere gelene kadar belirgin bir belirti vermeyebilir. Erken teşhiste en önemli faktör, kişinin bu konuda bilinçlendirilmesidir. Meme kanserine erken evrede tanı konması, tedavinin başarıya ulaşma ve hayatta kalma şansını arttırır.
Teşhiste kullanılan üç temel standart tarama yöntemi mevcuttur. Bunlar;
Mamografi ▶ sayfamızı ziyaret ederek daha fazla bilgi alabilirsiniz.
Meme kanseri tedavisi, multidisipliner yapılmaktadır. Meme cerrahi, meme radyoloğu, patoloji, medikal onkoloji ve radyasyon onkolojisi uzmanları işbirliği içinde çalışmaktadırlar.
Tedavi planlamasında hastalığın yeri, evresi, hastanın yaşı ve diğer sağlık sorunları gibi birden fazla faktör de etkilidir.