Meme kanseri kadınlarda en çok görülen kanser olup progresif bir hastalıktır.
Meme kanseri tedavisinin başarısında en önemli etken erken tanıdır. Erken tanı ile seyri değiştirilebilir, tedavi edilebilir, sağkalım uzatılabilir. Erken tanıdaki en başarılı yöntem mamografidir.
Mamografi, meme hastalıkları temel tanı yöntemidir. X ışınları yoluyla memenin görüntülenmesidir.
Günümüzde etkinliği kanıtlanmış temel tarama yöntemidir. Geçtiğimiz yüzyılda mamografi taramasının meme kanserini ~ %18-30 oranında azalttığı gösterilmiştir. (RadioGraphics 2004; 24:1747–1760)
Amerikan Kanser Derneği, Amerikan Radyoloji Derneği, Amerikan Ulusal Kanser Enstitüsü gibi bir çok önemli kuruluş 40 yaşından itibaren tüm kadınlara rutin yıllık tarama mamografisini önermektedir. Ayrıca ailede meme kanseri öyküsü gibi yüksek risk taşıyan kişilerde 40 yaşından önce taramaların başlaması gereklidir.
Türk Radyoloji Derneği, Amerikan Radyoloji Derneği’nin meme kanseri tarama rehberinden yola çıkarak, meme ile ilgili şikayeti ve yüksek riski olmayan kadınlarda 40 yaşından itibaren yılda bir kere mamografi taramasını önermektedir. Bitirme zamanı olarak ise yaşam beklentisi 5-10 yıl olana kadar devam edilmesi tavsiye edilmektedir.
Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen Ulusal meme kanseri tarama programı dahilinde 2016 yılından itibaren Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri’nde (KETEM) 40-69 yaş arasındaki kadınlara iki yılda bir mamografik tarama yapılmaktadır.
Mamografi tarama 40 yaşın altındaki kadınlara meme kanseri riski yoksa şu nedenlerle önerilmiyor:
Meme kanseri erkeklerde kadınlara göre 100 kat daha az görüldüğü için rutin tarama yapılmaz. Kitle veya diğer muayene bulguları, erken dönemde farkedilir ve erken teşhis yapılabilir. Erkeklerde ilk radyolojik inceleme yöntemi ultrason olmakla beraber şüphe varlığında mamografi de yapılabilmektedir.
Mamografi işlemi sadece bir kaç dakika sürer. Memenin iki plaka arasında sıkıştırılması ile yapılır. Sıkıştırma çok önemlidir. Böylece meme dokusu hareket etmez, memeye daha az radyasyon verilir ve daha iyi görüntü alınır. İşlem birkaç saniye sürer.
Dayanabilir bir ağrıya neden olur. Aslında hissedilen ağrı değil, basınç hissidir. Menapoza girmemiş kadınlarda adet sonrası haftasında mamografi çekilmesi rahatsızlık hissini azaltmaktadır.
Meme ve koltuk altı bölgesine parfüm, deodorant, pudra, krem benzeri ürünler görüntüde artefakt dediğimiz lekelere neden olabileceğinden, mamografi çekimi öncesinde kullanılmaması faydalı olabilir.
Meme görüntüleri klasik mamografide bir röntgen filmi üzerinde, dijital mamografi işleminde ise çok yüksek rezolusyonlu monitörlere sahip bilgisayarlarda değerlendirilir.
Rutin olarak Kraniokaudal (CC) ve Mediolateraloblik (MLO) pozisyonlarda grafi alınmaktadır. Ayrıca gerektiğinde özel pozisyonlarda da grafiler alınabilmektedir (lateral, spot, magnifikasyon, aksiller bölge vb.).
Mamografi değerlendirme Ankara ilinde özellikle bu konuda bilgi birikimi yüksek olan meme radyoloji uzmanları tarafından yapılmalıdır. Görüntüler meme radyologları tarafından özel olarak geliştirilmiş, yüksek çözünürlüklü ekranlarda, varsa eski MG ler karşılaştırılarak değerlendirilmelidir.
Günümüz teknolojisinde mamografi cihazlarının radyasyon dozu son derece düşüktür.
Bir kişinin 2-3 ayda normal olarak maruz kaldığı ya da uzun bir uçak yolculuğunda alınan radyasyon dozu mamografiye eşittir. Bu, akciğer filmi çektirildiğinde alınan dozlara benzer bir dozdur. Mamografi sırasında, tomografiye göre 25 ila 50 kat daha az radyasyon alınmaktadır.
Mamografinin faydası doğru ve erken tanıyla riskinden çok daha fazladır. 30-40 yıllık çalışmaların verileri değerlendirildiğinde mamografi sayesinde hastalara erken tanı konularak meme kanserinden ölümlerin yaklaşık %30 azaldığı bilinmektedir.
Meme kanserinin bazı türleri meme bez dokusu içinde kalsiyum birikimleri(kireçlenme-kalsifikasyon) ile görülü. Bunlar ele gelmez, kitle oluşturup elle ya da USG ile tespit edilmeden önce mamografi ile saptanır.
BI-RADS‘ Breast İmaging Reporting And Data Systems’ olarak ifade edilen meme raporlaması ve data kayıt sisteminin baş harflerinden oluşan raporlama yönteminin adıdır. Bu yöntem ile amaçlanan MG, meme US ve MR için raporlamada standart oluşturmak, yorumlamada karışıklığı azaltmak, sonuç takibini kolaylaştırmaktır.
Hastalar çekim sırasında genellikle ağrı değil sadece bir miktar basınç, baskı hisseder. Mamografi çekiminin, memenin daha az hassas olduğu adet dönemi sonrasına denk getirilmesi, bu rahatsızlığı azaltabilir. Mamografi çekimi sırasında ilaç kullanılmaz, iğne yapılmaz. İşlem genellikle 10 dk’dan az sürmektedir.
Meme hareketsiz, sabit hale getirilir. Meme içindeki dokuların birbiri önüne geçmesi engellenerek kaliteli görüntü elde edilir. Yanlış tanıların önüne geçilir. Meme dokusunu incelterek hastanın daha az radyasyon alması sağlanır.
Amerikan Kanser Enstitüsü, Dünya Sağlık Örgütü, Türk Radyoloji Derneği meme ile ilgili şikayeti ve yüksek riski olmayan kadınlarda 40 yaşından itibaren yılda bir kere mamografi taramasını önermektedir. Mamografi 40-70 yaş arasında yılda bir tavsiye edilmektedir.
70 yaş üstünde ise hastanın mamografi çektirmesine mani bir hastalığı olmaması durumunda ise yılda veya iki yılda bir tavsiye edilmektedir.
40 yaşından önce yüksek riskli gruplara tarama amaçlı veya ilk radyolojik değerlendirilmesinde meme kanseri açısından şüpheli olan 30-35 yaşından genç hastalara tanısal amaçlı mamografi uygulanabilir.
Kişisel meme kanseri hikâyesi, BRCA 1-2 genetik mutasyonu olanlar ve onların test edilmese de birinci derece yakınları, birinci derece yakınlarında menopoz öncesi meme kanseri hikâyesi olanlar, daha önceki biyopsilerinde yüksek riskli lezyonlar tespit edilenle, 10-30 yaşları arasında göğüs bölgesine yüksek doz ışın tedavisi alanlar yüksek risk grubundadır.
Bu kişilere belli kurallar çerçevesinde mamografiye 40 yaş öncesinde başlanabilir.